Haber
Türkiye’de Covid-19 için yeni bir aşı programına ihtiyaç var mı?

Yayınlandı
1 yıl önce:
Tarafından
Maksat Sağlık
Dünyanın farklı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de son haftalarda Covid-19 vakalarında artış yaşanıyor.
Hem Sağlık Bakanlığı hem de meslek örgütleri ve sahadaki doktorlar, vakalarda yükseliş eğilimi olduğunu bildiriyor.
Ortadaki bu durumun nedenlerinden birinin, koronavirüsün Eris gibi yeni varyantları olabileceği düşünülüyor.
Bu varyantın daha hızlı yayılmakla birlikte hastaneye yatırma ya da öldürme etkisinin, virüsün pandeminin ilk dönemlerine kıyasla çok daha az olduğu aktarılıyor.
Risk grubu içinde yer alanlar için kalabalıklardan uzak durma, kalabalık yerlerde maske takma ve hijyene dikkat etme önerileri yapılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü, risk grubundakiler için yeni varyantlara karşı yeni aşıların yapılmasını da öneriyor.
Yeni bir aşılama programının başlatılması konusunda ise Türkiye’de hükümet ile bazı meslek örgütü ve uzmanlar farklı bir yaklaşım sergiliyor.
Sağlık Bakanlığı, yeni bir aşılama kampanyasının gerekli olmadığını belirtirken yeni aşıları öneren çeşitli meslek çevreleri ise yüksek risk grubundakiler için bu aşıların önemli olduğunu savunuyor.
Mevcut aşı programı ne durumda?
Türkiye’de halen 2021’de başlayan Covid-19 aşılama programı kapsamında eksik aşısı bulunanlar, ilgili sağlık kuruluşlarına başvurarak ya da Sağlık Bakanlığı’nın 184 numaralı telefonu gibi araçlardan bilgi edinebiliyor.
Bu kapsamda aşı yaptırması önerilenler, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nin (MHRS) mobil uygulaması, web sitesi ve 182 numaralı telefonu gibi kanallar üzerinden randevu talep edebiliyor.
Türkiye’deki aşılar; yeni varyantlara karşı dirençli, yenilenmiş aşılar değil.
Kabine toplantısı sonrasında basın mensubu arkadaşlarımız bazı SORULAR yönelttiler. ERIS VARYANTI VE AŞIYLA İLGİLİ SORULARA VERDİĞİM CEVAPLARI sizin için özetlemek istiyorum:
Covid-19 yeni ortaya çıktığında, virüs ve hastalık hakkında bilgi bugüne kıyasla yok denecek kadar azdı.…
— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) September 27, 2023
Sağlık Bakanlığı yeni aşı programına neden karşı?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son günlerde yaptığı farklı açıklamalarda, Türkiye’de yeni bir Covid-19 aşılama kampanyasının yapılmayacağını söyledi.
Koca bu açıklamalarında, “küresel Kovid aşısı baskısına boyun eğmelerinin mümkün olmadığını” söyledi, “Hastalığı ve virüsü artık tanıdıklarını, var olan mutasyonların hasta yapma gücü daha az mutasyonlar olduğunu” belirtt.
Sağlık Bakanı, Eris varyantıyla ilgili de şöyle konuştu:
“Eris varyantının virülansı yani hasta etme gücü daha düşük fakat bulaşıcılığı daha fazla. Bu dönemde hasta sayısının arttığını söyleyebiliriz. Fakat hastaneye yatış oranları oldukça düşük. Ağır hastalık yapmıyor. Daha hafif seyrediyor.
“Covid-19, nezle ve grip gibi bir üst solunum yolu enfeksiyonuna dönüşmüş durumda. Bu beklediğimiz bir seyirdi. Paniğe gerek yok. Eski dönemi hatırlatan kısıtlama ve kapanmalar söz konusu değil.”
Bakan Koca, “Artık Covid-19 ile griple nasıl mücadele ediliyorsa öyle mücadele edeceklerini de” söyledi.
Aşı tartışmalarının devam etmesi üzerine Koca 4 Ekim’de yaptığı açılamada ise “Geldiğimiz noktada bir propaganda yürütülüyor. Toplu aşılama propagandası. (…) Covid-19 için mevcut kişisel tedbirler dışında yeni bir tedbir asla söz konusu değil. Türkiye, küresel propagandanın uygulama sahası olmayacak” diye konuştu.
Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı ayrı bir açıklamada ise 65 yaş üstü olan ve de 65 yaş altı olup kronik hastalığı olan vatandaşlar için grip aşısı uygulamasını başlattıklarını duyurdu ve “Grip aşılarımızı mutlaka yaptıralım” çağrısında bulundu.
Meslek örgütleri neden yeni aşıyı savunuyor?
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği (TTD), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB UDEK) ise 26 Eylül’de bir açıklama yayımlayarak yeni aşının Türkiye’de de yapılmasını önerdi.
Meslek örgütlerine göre önerdikleri bu yeni aşılama programının temel amacı, “hastane yatışlarını ve ölümleri azaltmak”.
Bu örgütler, aşıları bütün toplum için değil Dünya Sağlık Örgütü’nün de tanımına paralel olarak yüksek öncelikli gruplar için öneriyor.
Bu tanıma göre yaşlılar, ağır hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, gebeler, bakım altındaki hastalar ve bunlara bakım verenler ile sağlık çalışanları bu grup içinde yer alıyor.
Aralarında İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, Hollanda’nın da bulunduğu bazı ülkeler, son aylarda risk gruplarına yönelik yeni aşı programlarına başlamış durumda.
BBC Türkçe’ye konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19’un ilk ortaya çıktığı dönemler ile bugünü kıyaslıyor ve “Hastalığın seyri o zaman belli değildi. Delta gibi çok ağır seyrli, akciğer yetmezliği ve ölüme sebep olan bir formda mı devam edecek yoksa daha mı hafifleyecek mi? Neyse ki yeni varyantlar daha hafif hastalık yapıyorlar” diyor.
Prof. Dr. Azap, bununla birlikte Covid-19’un; ileri yaştakiler, kronik hastalıkları olanlar ve bağışıklığı baskılanmış kişiler gibi kesimleri içeren yüksek riskli gruplarda hâlâ ağır hastalıklara ve ölümlere neden olduğunu” belirtiyor.
Bu risk nedeniyle bu gruptakilerin yeni varyantlara karşı etkili aşılarla aşılanmasının önemli olduğunu belirtiyor Prof. Dr. Azap. “Herkesin aşılanması, teknik olarak mümkün değil, bilimsel olarak da çok gerekli değil” diye de ekliyor.
Prof. Dr. Azap, aşıların maliyeti konusunda ise “Artık pek çok çalışmayla on yılları aşan gözlemlerle gösterilmiş bir şey var; Hastalıklardan korunmak o hastalıkların tedavisinden daha az maliyetlidir. Sadece tıbbi maliyeti kastetmiyorum, ekonomik maliyet anlamında da bu böyledir” diye konuşuyor.
COVID-19 Salgınında Yeni Aşılama Önerileri
📌 Dünya Sağlık Örgütü 21 Eylül 2023 verilerine göre; dünyada 770.778.396 kesinleşmiş olgu ve buna bağlı 6.958.499 ölüm meydana gelmiştir.
📌 Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından 102.174 ölüm sayısı paylaşılmasına rağmen TTB’nin… pic.twitter.com/p4GfUGFeP5
— Türk Tabipleri Birliği (@ttborgtr) September 26, 2023
Covid-19 artık grip gibi mi?
Hem yetkililer hem de uzmanlar, Covid-19’un mevcut durumda grip gibi bir hastalığa dönüştüğünü belirtiyor.
Ancak bu, Covid-19’un hiçbir risk teşkil etmediği anlamına gelmiyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. İftahar Köksal, “Grip hastalığı da küçümsenecek bir hastalık değil” uyarısını yapıyor ve “her sene 65 yaş üstü olanlar, kronik hastalığı olanlar gibi kesimleri kapsayan risk gruplarını aşılamayı önerdiklerini” belirtiyor.
Prof. Dr. Köksal, şimdi aynı yolun Covid-19’da yeni aşılarla riskli gruplar için uygulanmasının doğru olacağını savunuyor.
Önümüzdeki yıllar için de “Muhtemelen bu varyantlar sürekli takip edildiği için, aynı infleunzada – grip aşısında olduğu gibi her sene yeni varyantlara karşı yeni aşılar hazırlanacak” tahminini yapıyor Prof. Dr. Köksal.
Yurttaşlar mevcut aşılardan yaptırmalı mı?
Prof. Dr. Köksal’a göre “kimse geçmiş dönemdeki Covid-19 aşılarıyla ilgili ‘Boşu boşuna aşı yaptırdık’ diye düşünmemeli”.
“Aşılar kesinlikle koruyucudur, ölüme karşı koruyucudur” diyor yeni aşıları savunan Prof. Dr. Köksal ve ekliyor:
“Covid-19’un bunca zamandır bize öğrettiği bilgileri bir tarafa koyarak bugüne yansıtma yaparsak, yine biz normal popülasyonda ağır hasta beklemiyoruz. Bizim korumaya çalıştığımız grup, risk grubu dediğimiz, kronik hastalığı olanlar ve ileri yaştaki insanlar.”
Meslek örgütlerinin ortak açıklamasında, Covid-19 aşılarının bugüne kadar dünyada 20 milyondan fazla kişinin hayatını kurtardığı belirtiliyor.
Türkiye’de yurttaşlar, ilgili sağlık kuruluşlarından ya da Sağlık Bakanlığı’nın 184 numaralı telefonundan aşı konusunda bilgi ve öneri alabiliyor.
Bakanlığın bugüne kadarki önerileri, son iki yıl içinde aşı şeması içinde aşılarını yaptırmamış olanların eksik aşılarını yapması yönündeydi.
Prof. Dr. Azap, mevcut aşıların yeni varyantlara karşı etkisiz olduğunu ancak bundan önceki aşı şemasını tamamlamamış olanlara, yani hiç aşı yaptırmamış ya da gerekli hatırlatma dozlarını yaptırmamış olanlara bunları yaptırmalarını önerdiklerini söylüyor.
Prof. Dr. Azap, “Dünya Sağlık Örgütü de yeni varyant aşısının çok miktarda üretilip dünyanın her yanına da ulaştırılamayacağının farkında olduğu için özellikle daha önce hiç aşılanmamış kişiler için orijinal virüs aşısının kullanılabileceğini söylüyor” diyor. Bu şemayı tamamlamış ve risk grubunda yer almayan yurttaşlar için ise yeni aşılama önermiyor.
Bireysel önlem önerileri
Bu arada hem yetkililer hem de uzmanlar, artan vakalara karşı bazı bireysel önlemleri de öneriyor.
Prof. Dr. Azap, “Bu virüsün çok dolaşmaya başladığı dönemler mevsimsel özellik gösteriyor ve gelip yüksek risk grubunu bulma riski artıyor. Onun için özellikle de bu dönemlerde korumaya önem vermek gerekiyor” diyor.
Maske, bu önerilerden biri.
Ancak burada geçmiş dönemdeki uygulamaları kastetmiyor Prof. Dr. Azap:
“Maskeyi pandeminin en başındaki gibi herkese, her ortamda her zaman önermiyoruz. Yine maskeyi de yüksek riskli gruplara kapalı ortamlarda öneriyoruz. Bunlar artık post pandemik dönem önerileridir. Grip için de on yıllardır yapılan öneriler bunlar. Artık bu tür viral enfeksiyonlarda, ağır hastalık ve ölüme yol açma riski olan kişilerin korunması öncelikli ve önemli.”.
İleri yaştakilere özellikle dikkat çekiyor Prof. Dr. Azap ve “Covid’de yaş arttıkça ağır hastalık ve ölüm riski çok dramatik artıyor” diyor.
Prof. İftahar Köksal ise risk gruplarıyla birlikte yaşayanlara da maskeyi öneriyor:
“Aile bireylerini uyarıyoruz. Bu durumda olan kişilerin, sadece evdeki yaşlıların ya da kronik hastalığı olanların maske takıyor olması yetmez. Eve virüsü taşıyabilirsiniz, lütfen toplu alanlarda siz de maskenizi takın.”
Yetkililer ve uzmanlar hijyen konusunda da uyarıyor.
Prof. Dr. Köksal bütün bu öneriler ardından ekliyor:
“Çünkü Covid aramızda ve yeni varyantlar maalesef eskilerine göre çok daha hızlı bulaşıyor.”
Kaynak: BBC Türkçe
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
-
Lapseki’de ”Halk Sağlığı Haftası Etkinlikleri”
-
Aşı karşıtlığı bazı hastalıkların tekrar yayılmasına neden oluyor!
-
Sağlık Bakanlığı, halk sağlığı taramalarıyla yüz binlerce kişiye ulaştı
-
Aşılar hem çocukları hem toplum sağlığını koruyor
-
Gazze’de çocuk felci aşısı için çatışmalara sınırlı ara verilmesi planı nasıl işleyecek?
-
Bakanlık’tan talimat: Sitelere mini hastane ve sağlık odası
Haber
YouTube, Avrupalı gençlerin fitness videolarına erişimini sınırlayacak
Video yayın platformu, belirli türdeki videolara tekrar tekrar maruz kalmanın gençlerin özgüvenine ve beden imajına zarar verebileceğini belirtiyor.

Yayınlandı
5 ay önce:
07/09/2024Tarafından
Maksat Sağlık
YouTube, “belirli vücut tiplerini idealize eden” bazı sağlık ve fitness videolarına yapılan yönlendirmelerin sınırlandırılacağını açıkladı.
Gençler için en popüler sosyal medya uygulamaları arasında yer alan YouTube, izleyicinin daha önce izlediklerine benzer videolar öneriyor ve kullanıcıyı, izlenmekte olan video bittikten sonra yeni videolara yönlendiriyor.
Bu da insanların geri bildirim döngülerine girebileceği, arka arkaya birçok benzer video izleyebileceği ve zaman zaman daha aşırılaşan içeriklere yönelebileceği anlamına geliyor.
YouTube bu kısıtlamaları ilk olarak geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) uygulamaya koydu. Platform şimdi de gençlik ve aile danışma komitesinin rehberliğinde Avrupa ve dünya çapında bu uygulamasını genişletiyor.
YouTube Health’in başında bulunan Dr. Garth Graham ve YouTube Youth’un(YouTubeGençlik) ürün yönetimi direktörü James Beser, yaptığı açıklamada, yeni kuralla birlikte gençlerin “kendileri hakkında olumsuz fikirler” oluşturmasının önüne geçmek istediklerini belirtti.
YouTube gençler için hangi videoları kısıtlayacak?
YouTube artık aşağıdaki niteliklere sahip videoların tekrarlanan önerilerini sınırlayacağını açıkladı:
- Belirli fitness seviyelerini veya kilo gruplarını idealize eden
- Belirli fiziksel özelliklerin karşılaştırıldığı ve idealize edildiği
- Sosyal agresiflik, endişe veya kavga içeren
Graham ve Beser, bu tür içeriklerin “tek bir video olarak zararsız olabileceğini, ancak tekrar tekrar izlendiğinde bazı gençler için sorun yaratabileceğini” söyledi.
Sosyal medya beden imajını nasıl etkiliyor?
Geçen yıl yayınlanan ve 17 ülkeden 50 araştırmayı kapsayan bir incelemeye göre, sosyal medya kötü beden imajına, yeme bozukluklarına ve ruh sağlığı sorunlarına yol açabiliyor.
Bunun nedeni ise insanların kendilerini internette gördükleri diğer kişilerle kıyaslama, ideal vücut tipi olarak ince veya fit bir vücut standardını içselleştirme ve kendini nesneleştirme eğiliminde olmaları olarak görülüyor.
Tabi ki bu herkesin eşit şekilde etkilendiği anlamına gelmiyor.
Kadınlar ve kız çocukları, aşırı kilolular ve zaten zayıf beden imajına sahip olanlar sosyal medyadan en çok etkilenenler olurken, bedenleri hakkında iyi hisseden ve sosyal medya okuryazarlığı yüksek olan kişiler daha az etkileniyor. Bu araştırmacıların “kendi kendini sürdüren risk döngüsü” olarak adlandırdığı bir dinamik olarak biliniyor.
2021 tarihli bir çalışma “Fitspiration” topluluğu olarak adlandırılan fitness YouTuber’larının sağlıksız davranışları teşvik ettiğini ve izleyicilerin yorumlarda bu sağlıksız uygulamaları pekiştirdiğini ortaya koydu.
YouTube başka hangi adımları attı?
YouTube hali hazırda gençlerin yeme bozuklukları ve fiziksel kaygılar içeren bazı içeriklere erişimini kısıtlıyor.
Yeni politikası ile YouTube, intihar, kendine zarar verme ve yeme bozuklukları ile ilgili arama yapan kişileri kriz yardım hatlarına da yönlendirebilecek.
Şirket ayrıca güncellemeyi hazırlamak için Almanya ve Fransa’daki kuruluşlarla birlikte çalıştığını bildirdi.
Düzenleyiciler sorunla alakalı neler yapıyor?
YouTube ve diğer sosyal medya siteleri gençlerin ruh sağlığı ve refahı üzerindeki etkileri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi oldu. Bazı hükümetler ise bu konuda önlem almakla tehdit etti.
Örneğin İngiltere’de iletişim regülatörü Ofcom, Mayıs ayında teknoloji şirketlerine algoritmalarının “kendine zarar verme” ve “yeme bozukluklarıyla” ilgili içerikler de dahil olmak üzere “çocuklara zararlı içerik önermesini” engellemek için adım atma talebinde bulundu.
Avrupa Birliği’nin 2022 yılında kabul edilen Dijital Hizmetler Yasası da teknoloji devlerini çocukların “sağlıklarına, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerine” zarar verebilecek içeriklere erişimlerini sınırlamaya çağırıyor.
Haber
Erken hasat edildi! Sütle karıştırınca öksürüğü kesiyor
Konya’nın Bozkır ilçesinde Toros Dağlarının zirvelerindeki arılıklarda bulunan kovanlara ayı dadanınca ballar erken hasat edildi. Sağlık açısından pek çok fayda sağlayan bal, tadıyla da severek tüketiliyor.

Yayınlandı
5 ay önce:
07/09/2024Tarafından
Maksat Sağlık
Yediden yetmişe tüm aile fertleriyle arıcılık faaliyeti gerçekleştiren arıcı İbrahim Tontul, arılıkta sahiplendirdiği kovanların açımında cep telefonlarıyla çekimler yaparak çıkan balları sahiplerine ulaştırıyor.

Bal hasadı sırasında arılığında açıklamalarda bulunan İbrahim Tontul, “Sahiplendirdiğim kovan Tuğba hanımın kovanı. İnşallah 3 aydır beklediğimiz an, bal alabilecek. Üç dört aydır bu kovana bakmış değiliz. Şimdi kovanı açıp durumuna bakacağız, bal çıkacak mı göreceğiz. Bulunduğumuz bölge 2 bin, 2 bin 500 rakım arası bir bölgedeyiz. Burada flora çeşitliliği çok fazla. O yüzden bu taraflara arıyı getirme sebebi buluyorum. Buranın bal durumu da kalitesi biraz daha farklı oluyor. Bu yılki bal hasadı önceki yıllara göre normalinden aşağı seviyelerde. Rakım düşük olan yerlerde bal aşırı derecede yoktu ama bizim burası maşallah gayet güzel. Bu yüksek rakımlı yörede dört bölgede arımız var ve bölgedeki arılığımızda ayı kardeşimiz için bir tane de ona sahiplendirdik. Doğaya saygımız olsun bir tane de o yesin diye bağrımızdan koptu ona ayırdık ama o altı tane kovan yemiş. Komple arılarımızı buraya kaldırdık” dedi.

Sağlık açısından pek çok fayda sağlayan bal, tadıyla da severek tüketiliyor. Bal hücrelerin serbest radikallerden zarar görmesini önlemeye yardımcı olur ve güçlü bir antioksidan kaynağı olarak bilinidir.

VÜCUTTAKİ MİKROPLARI ÖLDÜRÜYOR
Antibakteriyel özelliği bulunur. Vücuttaki enfeksiyonlarla savaşır. Daha güçlü bir bağışıklığa sahip olmanıza yardımcı olur.
Sindirim problemi çekenleri için idealdir. Çünkü sindirim sağlığını destekleyen enzimler içerir. Mide rahatsızlıklarını giderir ve rahatlatıcı bir etkisi olabilir

YARALARIN İYİLEŞMESİNE YARDIMCI OLUR
Düzenli ve kararında bal tüketmek vücuttaki yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Ciltteki enfeksiyonları azaltabilir. Antibakteriyel özellikleri sayesinde, yaraların üzerine sürüldüğünde faydalı olabilir.

ÖKSÜRÜĞÜ YATIŞTIRABİLİR
Doğal enerji verici olan bal, egzersiz öncesi tüketildiğinde daha zinde hissetmenize yardımıc olabilir.
Süt ya da bitki çayı gibi sıcak içeceklere bir kaşık eklendiğinde boğaz ağrısını hafifletebilir. Öksürüğü yatıştırabilir.

UYARI! Balın bu faydalarına rağmen, şeker içeriği yüksek olduğundan aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır. Ayrıca, balın 1 yaşından küçük bebeklerde kullanılmaması gerektiğini unutmamak önemlidir, çünkü bal, botulizm riski taşıyabilir.
Haber
7 Eylül DMD Hastalığı Farkındalık Günü
Toplumsal farkındalık DMD hastalarının yaşamını kolaylaştırır

Yayınlandı
5 ay önce:
07/09/2024Tarafından
Maksat Sağlık
DMD Nedir?
Duchenne Musküler Distrofi (DMD), ilerleyici kas yıkımına neden olan ve yaşamı tehdit eden genetik bir hastalıktır. Denge sorunları, kaslarda zayıflık ve yürüme güçlüğü gibi belirtilerle görülen DMD hastalığı, 3 yaşından başlayarak erkek çocukları üzerinde etkili olur. Genellikle 10’lu yaşlarda yürüme yetisini kaybeden hastaların kollarındaki güçsüzlük artarak devam eder ve kalp ve solunum kaslarının tutulumu ve hızlı kas kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurur. DMD hastalığının tedavisi bulunmasa da bazı yöntemlerle semptomları yönetilerek yaşam kalitesi arttırılabilir.
DMD Aileleri Derneği’nin çalışmaları
DMD Aileler Derneği çocukların yaşam kalitesini artırmak, yaşam koşullarını iyileştirmek, toplumda farkındalık yaratarak sağlık, eğitim ve kamusal alanlarda karşılaştığı sorunları en aza indirmek için etkili ve güvenilir tedavilere erişimlerini sağlamak amacıyla kurulmuştur. DMD Aileleri Derneği, tüm dünyanın dikkatini DMD’li hastaların yaşadığı sorunlara ve çözüm yollarına çekebilmek için 7 Eylül “Dünya DUCHENNE FARKINDALIK GÜNÜ” kapsamında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Mamak Belediyesi, DMD Hastası Ailelerin Sesini Sosyal Medyada Yükseltiyor
Mamak Belediyesi, Duchenne Kas Distrofisi (DMD) hastalığıyla mücadele eden ailelerin sesini duyurmak için sosyal medya kanallarını aktif bir şekilde kullanıyor. Belediyenin paylaşımlarıyla, hastalığın toplumda daha fazla tanınması ve destek bulması hedefleniyor. Sosyal medya platformlarında düzenlenen paylaşımlar, bilbord reklamları ve bilgilendirici içerikler aracılığıyla, DMD hastası ailelerin yaşadığı zorluklar ve ihtiyaçlar geniş kitlelere ulaştırılıyor. Bu sayede, hem hastalık hakkında bilgi sahibi olunması sağlanıyor hem de toplumsal destek ve empati artırılıyor. Mamak Belediyesi’nin bu önemli adımı, DMD Aileler Derneği’nin sesini daha etkili bir şekilde duyurmasına olanak tanırken, hastalığın tedavi ve destek süreçlerinde toplumun duyarlılığını artırmayı amaçlıyor. Belediyenin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar, DMD hastası ailelere moral ve destek oluyor.

YouTube, Avrupalı gençlerin fitness videolarına erişimini sınırlayacak

İstanbul’a yaklaşık 900 bin kişiye kanser taraması yapıldı

Erken hasat edildi! Sütle karıştırınca öksürüğü kesiyor

Bilim insanları açıkladı: 1 bardak kahve içince neden tuvaletiniz geliyor?

Doğanın en güçlü D vitamini kaynağı! Kemiklerdeki iltihabı söküyor, ağrıyı azaltıyor

7 Eylül DMD Hastalığı Farkındalık Günü
