Connect with us

Haber

Uzmanından okula yeni başlayan çocukların ailelerine öneriler

İlk kez okula başlayan çocukların okula uyum sürecinde ebeveynlere önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, “Okula ve sınıfına alışması 1-2 hafta sürebilir. Acele etmeyin. Zamanla okul ortamının güvenli olduğunu hissetmeye başlayacaktır. Eğer bu alışma evresi 3 haftayı geçerse uzman desteğini devreye alın” dedi.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Liv Sağlıklı Yaşam Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, 1. sınıfa başlayan öğrencilerin ebeveynlerine tavsiyelerde bulundu. Çocukların öğretmeniyle ilişkileri konusunda önerilerde bulunan Uzm. Klnk. Psk. Öziç, “Öğretmeniyle bağ kurmasını destekleyin; iletişimde olun, öğretmenini tanıması konusunda yardımcı olun. Okula ve sınıfına alışması 1-2 hafta sürebilir. Acele etmeyin. Zamanla okul ortamının güvenli olduğunu hissetmeye başlayacaktır. Eğer bu alışma evresi 3 haftayı geçerse, uzman desteğini devreye alın. Sizin kaygınızın çocuğunuzu etkileyeceğini unutmayın. Bazen sadece sizden dolayı kaygılı olacaklar. Ben hissettirmiyorum diye düşünmeyin. Çocuklar her şeyi çok iyi hisseder. Böyle bir sorununuz varsa sosyal çevrenizden destek alın ya da uzman desteğine başvurun” diye konuştu.

“Ayrılık kaygısı olan çocuklarda süreç daha zordur”
Ayrılık kaygısı yaşayan çocukların alışma evrelerinin diğer çocuklara göre daha uzun süreceğini söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Öziç, “Ona zaman verin. Bırakıp kaçmak, kandırarak gitmek gibi durumlardan kaçının. Alışma evresini kolaylaştırmak adına Audrey Penn’in Avucundaki Öpücük gibi kitaplar tam da bu çocuklarımıza göre, bu kaynağı birlikte okuyabilirsiniz. Kitaplar ve hikâyeler çocukları ve bence yetişkinleri dahi sakinleştirip belirsizliği ortadan kaldırabilir, duygu yönetimini kolaylaştırabilir. Okul kaygısını konu almış hikâye ve kitaplardan bol bol faydalanın. Kimse ile asla kıyaslamayın. Her çocuğun hızı farklıdır. Kimseyi ona sürekli örnek göstermeyin. Onun yerine ‘bak düne göre çok daha iyisin biliyor musun’ şeklinde onu kendindeki pozitif davranış değişimlerini hatırlatın” dedi.

“Çocuğunuzu destekleyin”
Çocuklara kendi kendine yalnız olduğu zamanlarda kullanabileceği bir egzersiz öğretebileceğimizi söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Öziç, şu bilgileri paylaştı:
“Bu konuda bir baş etme stratejisi olan güvenli yer egzersizi kullanılabilir. Bir kağıt ve boya kalemleri ile rahat resim çizeceği bir masaya geçin. Ona şu yönergeyi verin; ‘Herkesin kendini güvende ve huzurlu hissettiği bir yer ya da durum vardır. Sen de kendini güvende huzurlu hissettiğin bir yerin resmini çizmeye ne dersin, bu yer gerçek bir yer de olabilir hayali bir yer de’ şeklinde düşünmesine izin verin. İstediği kişiyi ve istediği nesneleri oraya alabilir. İstediği gibi de çizebilir. Onu biraz desteklemek isterseniz, zorlandığını fark ederseniz ona sevdiği nesneleri, kişileri, durumları hatırlatabilirsiniz. Çizme işlemi bittiğinde şu yönergeyi iletin; ‘Çok güzel, eline sağlık, peki bu güvenli alanına eklemek istediğin herhangi bir şey var mı?’ Varsa eklesin, yoksa şu soruları her birinin cevabını aldıkça sırayla sorun; bu resme bakmak sana hangi duyguyu veriyor şu an? Peki, bu duyguları şu anda bedeninde nerede hissediyorsun? Hadi gel, bu resmi aklında tut, sana hissettirdiği bu duyguları ve bedenindeki bu hisleri fark et ve kendine kelebek dokunuşlarını yap. 3-5 set dokunuş yaptıktan sonra durup şu an nasıl olduğunu sorun. Şu an bu resme bakmak nasıl hissettiriyor? Neler fark ediyorsun buna odaklan, diyerek bir set daha yapın. Pozitif geribildirim birkaç kez alana kadar devam edin. (Eğer güvenli yerini düşünürken negatif bildirim yaparsa da şu yönerge ile güçlendirin; peki burayı daha güvenli hale getirmek için neye ihtiyacın var? Buraya başka ne eklemek istersin ?” Sonra diğer adımlar ile aynı yönergeleri takip edin.) Ve sonra bu güvenli yere bir ipucu kelime bulmasını isteyin.”
Uzm. Klnk. Psk. Öziç, “Yönergeniz şu olsun; ‘Hangi kelime ile bu yeri hatırlamak istersin?’ Bulduğu ipucu kelimeyi içinden tekrar ettirerek bir set daha yapıp ona bu güzel baş etme kaynağını kendini iyi hissetmediği her zaman yapabileceğini iletin. Kendinize bile bu çalışmayı yapabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Haber

YouTube, Avrupalı gençlerin fitness videolarına erişimini sınırlayacak

Video yayın platformu, belirli türdeki videolara tekrar tekrar maruz kalmanın gençlerin özgüvenine ve beden imajına zarar verebileceğini belirtiyor.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

YouTube, “belirli vücut tiplerini idealize eden” bazı sağlık ve fitness videolarına yapılan yönlendirmelerin sınırlandırılacağını açıkladı.

Gençler için en popüler sosyal medya uygulamaları arasında yer alan YouTube, izleyicinin daha önce izlediklerine benzer videolar öneriyor ve kullanıcıyı, izlenmekte olan video bittikten sonra yeni videolara yönlendiriyor.

Bu da insanların geri bildirim döngülerine girebileceği, arka arkaya birçok benzer video izleyebileceği ve zaman zaman daha aşırılaşan içeriklere yönelebileceği anlamına geliyor.

YouTube bu kısıtlamaları ilk olarak geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) uygulamaya koydu. Platform şimdi de gençlik ve aile danışma komitesinin rehberliğinde Avrupa ve dünya çapında bu uygulamasını genişletiyor.

YouTube Health’in başında bulunan Dr. Garth Graham ve YouTube Youth’un(YouTubeGençlik) ürün yönetimi direktörü James Beser, yaptığı açıklamada, yeni kuralla birlikte gençlerin “kendileri hakkında olumsuz fikirler” oluşturmasının önüne geçmek istediklerini belirtti.

YouTube gençler için hangi videoları kısıtlayacak?

YouTube artık aşağıdaki niteliklere sahip videoların tekrarlanan önerilerini sınırlayacağını açıkladı:

  • Belirli fitness seviyelerini veya kilo gruplarını idealize eden
  • Belirli fiziksel özelliklerin karşılaştırıldığı ve idealize edildiği
  • Sosyal agresiflik, endişe veya kavga içeren

Graham ve Beser, bu tür içeriklerin “tek bir video olarak zararsız olabileceğini, ancak tekrar tekrar izlendiğinde bazı gençler için sorun yaratabileceğini” söyledi.

Sosyal medya beden imajını nasıl etkiliyor?

Geçen yıl yayınlanan ve 17 ülkeden 50 araştırmayı kapsayan bir incelemeye göre, sosyal medya kötü beden imajına, yeme bozukluklarına ve ruh sağlığı sorunlarına yol açabiliyor.

Bunun nedeni ise insanların kendilerini internette gördükleri diğer kişilerle kıyaslama, ideal vücut tipi olarak ince veya fit bir vücut standardını içselleştirme ve kendini nesneleştirme eğiliminde olmaları olarak görülüyor.

Tabi ki bu herkesin eşit şekilde etkilendiği anlamına gelmiyor.

Kadınlar ve kız çocukları, aşırı kilolular ve zaten zayıf beden imajına sahip olanlar sosyal medyadan en çok etkilenenler olurken, bedenleri hakkında iyi hisseden ve sosyal medya okuryazarlığı yüksek olan kişiler daha az etkileniyor. Bu araştırmacıların “kendi kendini sürdüren risk döngüsü” olarak adlandırdığı bir dinamik olarak biliniyor.

2021 tarihli bir çalışma “Fitspiration” topluluğu olarak adlandırılan fitness YouTuber’larının sağlıksız davranışları teşvik ettiğini ve izleyicilerin yorumlarda bu sağlıksız uygulamaları pekiştirdiğini ortaya koydu.

YouTube hali hazırda gençlerin yeme bozuklukları ve fiziksel kaygılar içeren bazı içeriklere erişimini kısıtlıyor.

Yeni politikası ile YouTube, intihar, kendine zarar verme ve yeme bozuklukları ile ilgili arama yapan kişileri kriz yardım hatlarına da yönlendirebilecek.

Şirket ayrıca güncellemeyi hazırlamak için Almanya ve Fransa’daki kuruluşlarla birlikte çalıştığını bildirdi.

Düzenleyiciler sorunla alakalı neler yapıyor?

YouTube ve diğer sosyal medya siteleri gençlerin ruh sağlığı ve refahı üzerindeki etkileri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi oldu. Bazı hükümetler ise bu konuda önlem almakla tehdit etti.

Örneğin İngiltere’de iletişim regülatörü Ofcom, Mayıs ayında teknoloji şirketlerine algoritmalarının “kendine zarar verme” ve “yeme bozukluklarıyla” ilgili içerikler de dahil olmak üzere “çocuklara zararlı içerik önermesini” engellemek için adım atma talebinde bulundu.

Avrupa Birliği’nin 2022 yılında kabul edilen Dijital Hizmetler Yasası da teknoloji devlerini çocukların “sağlıklarına, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerine” zarar verebilecek içeriklere erişimlerini sınırlamaya çağırıyor.

OKUMAYA DEVAM ET

Haber

Erken hasat edildi! Sütle karıştırınca öksürüğü kesiyor

Konya’nın Bozkır ilçesinde Toros Dağlarının zirvelerindeki arılıklarda bulunan kovanlara ayı dadanınca ballar erken hasat edildi. Sağlık açısından pek çok fayda sağlayan bal, tadıyla da severek tüketiliyor.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

OKUMAYA DEVAM ET

Haber

7 Eylül DMD Hastalığı Farkındalık Günü

Toplumsal farkındalık DMD hastalarının yaşamını kolaylaştırır

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

DMD Nedir?

Duchenne Musküler Distrofi (DMD), ilerleyici kas yıkımına neden olan ve yaşamı tehdit eden genetik bir hastalıktır. Denge sorunları, kaslarda zayıflık ve yürüme güçlüğü gibi belirtilerle görülen DMD hastalığı, 3 yaşından başlayarak erkek çocukları üzerinde etkili olur. Genellikle 10’lu yaşlarda yürüme yetisini kaybeden hastaların kollarındaki güçsüzlük artarak devam eder ve kalp ve solunum kaslarının tutulumu ve hızlı kas kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurur. DMD hastalığının tedavisi bulunmasa da bazı yöntemlerle semptomları yönetilerek yaşam kalitesi arttırılabilir. 

DMD Aileleri Derneği’nin çalışmaları

DMD Aileler Derneği çocukların yaşam kalitesini artırmak, yaşam koşullarını iyileştirmek, toplumda farkındalık yaratarak sağlık, eğitim ve kamusal alanlarda karşılaştığı sorunları en aza indirmek için etkili ve güvenilir tedavilere erişimlerini sağlamak amacıyla kurulmuştur. DMD Aileleri Derneği, tüm dünyanın dikkatini DMD’li hastaların yaşadığı sorunlara ve çözüm yollarına çekebilmek için 7 Eylül “Dünya DUCHENNE FARKINDALIK GÜNÜ” kapsamında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Mamak Belediyesi, DMD Hastası Ailelerin Sesini Sosyal Medyada Yükseltiyor

Mamak Belediyesi, Duchenne Kas Distrofisi (DMD) hastalığıyla mücadele eden ailelerin sesini duyurmak için sosyal medya kanallarını aktif bir şekilde kullanıyor. Belediyenin paylaşımlarıyla, hastalığın toplumda daha fazla tanınması ve destek bulması hedefleniyor. Sosyal medya platformlarında düzenlenen paylaşımlar, bilbord reklamları ve bilgilendirici içerikler aracılığıyla, DMD hastası ailelerin yaşadığı zorluklar ve ihtiyaçlar geniş kitlelere ulaştırılıyor. Bu sayede, hem hastalık hakkında bilgi sahibi olunması sağlanıyor hem de toplumsal destek ve empati artırılıyor. Mamak Belediyesi’nin bu önemli adımı, DMD Aileler Derneği’nin sesini daha etkili bir şekilde duyurmasına olanak tanırken, hastalığın tedavi ve destek süreçlerinde toplumun duyarlılığını artırmayı amaçlıyor. Belediyenin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar, DMD hastası ailelere moral ve destek oluyor.

OKUMAYA DEVAM ET

Trendler