Dünyada her yıl yaklaşık 19 milyon kişiye kanser teşhisi konulurken, 10 milyona yakın kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Kanser, hem dünyada hem de Türkiye’de ölüm nedenleri sıralamasında ikinci sırada yer alıyor. Dünya genelinde her 6 ölümden, Türkiye’de ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşiyor.
Kanser vakalarının önümüzdeki yıllarda artması bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan açıklamalara göre, 2050 yılına kadar dünya genelinde 35 milyondan fazla yeni kanser vakası görülecek. Bu, 2020 verilerine kıyasla yaklaşık yüzde 77’lik bir artış anlamına geliyor.
Son yıllarda kanser görülme oranı artmış olsa da, tıptaki ilerlemeler sayesinde tedavide önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak tedavinin başarısı için erken teşhis kritik bir rol oynuyor. Erken teşhis, özellikle risk grubundaki kişilerin düzenli olarak kanser taramaları yaptırmasıyla mümkün. Türkiye’de bu amansız hastalıkla mücadele kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından 2008 yılından bu yana yürütülen “Ulusal Kanser Kontrol Programı” kapsamlı bir yaklaşım sunuyor; kayıt, önleme, tarama ve tedavi çalışmalarını bir arada barındırıyor.
Her yıl binlerce kişi ücretsiz olarak kanser taramalarından yararlanıyor. Bu taramalar, toplum tabanlı ve fırsatçı taramalar şeklinde gerçekleştiriliyor.
Toplum tabanlı taramalar, Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) bünyesindeki Kanser Erken Teşhis ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlık Hayat Merkezleri (SHM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve mobil kanser tarama araçlarıyla yapılıyor.
