Connect with us

Güzellik & Bakım

En çok yaptırılan beş estetikten biri burun estetiği

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Doç. Dr. Muammer Melih Şahin, burun estetiği ameliyatları hakkında bilgi verdi.

Yüzün en çıkık yeri, bir başka deyişle odak noktası olan burnun daha iyi görünmesi için pek çok kişi estetik uygulamalara başvuruyor. Bunlar arasında da cerrahi uygulamalar başı çekiyor. Kimi burnunun şeklini değiştirmek, kimi işlevselliğini artırmak, kimi de daha önce ki burun ameliyatı sonrası gelişen problemden kurtulmak için doktorun kapısını çalıyor. İşte tam bu noktada burun estetiği ameliyatı ‘’Primer Rinoplasti’’ ve ‘’Revizyon Rinoplasti’’ olarak ikiye ayrılıyor.

Burun Estetiğinde ‘’Primer Rinoplasti’’

Burun şeklindeki istenmeyen kusurları düzeltmek ya da burun fonksiyonlarını iyileştirmek için yapılan ilk cerrahi müdahale ‘’Primer Rinoplasti’’ olarak adlandırılır. Ameliyat burun kemiklerinin kırılması, kıkırdakların yeniden şekillendirilmesi ve yumuşak dokuların düzeltilmesi gibi teknikler kullanılarak gerçekleştirilir. Rinoplasti genellikle burnunun görüntüsünden memnun olmayan veya işlevsel sorunlar yaşayan kişilerin tercih ettiği bir estetik operasyondur. Ancak ameliyat kararı alınırken kişinin genel sağlık durumuna, burun anatomisine ve beklentilerine bakılır. En iyi ve etkili sonuç için burun estetiği ameliyatına uygun adayla cerrah arasında tedavi seçenekleri doğru şekilde değerlendirilmelidir.

Rinoplasti sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişse de genellikle ilk birkaç hafta içinde belirgin bir iyileşme gözlemlenir. Bu aşamada ödem ve morluklar normaldir ve birkaç hafta içinde azalması beklenir. Sonuçlar ise genellikle ameliyat sonrası birkaç ay içinde ortaya çıkar ve burnun şekli de işlevi de zamanla daha da iyileşir.

Burun Estetiğinde ‘’Revizyon Rinoplasti’’

Revizyon rinopIasti ise daha önce yapılan bir rinoplasti sonrası (burun estetiği) ortaya çıkan estetik veya işlevsel problemleri düzeltmek için yapılan ikinci cerrahi müdahaledir. Bu tür revizyonlar genellikle ilk rinoplastinin istenilen sonucu vermemesi, asimetri, nefes alma güçlüğü gibi sorunlarla ilişkilidir. Revizyon rinoplasti, daha karmaşık olabilir ve mutlaka deneyimli bir cerrah tarafından yapılması gerekir. Yani ortada hem başarısız olmuş bir ilk operasyon hem de o operasyonda deforme olmuş bir anatomik yapı vardır. Bu nedenle revizyon rinoplasti sonrası iyileşme de daha uzun sürer.

Burun estetiği ile ilgili bilinmesi gerekenler

Büyük küçük her cerrahi operasyon kendi içinde riskler barındırır. Tüm ameliyatlarda olduğu gibi estetik operasyon öncesi de kişi bunun ciddi bir karar olduğunu aklında tutarak hareket etmeli, süreci önemsemeli ve ameliyatı gerçekleştirecek olan cerrahın tavsiyelerine harfiyen uymalıdır. Genel anestezi altında yapılan burun estetiği ameliyatları ortalama 4 saat sürer ve operasyon sonrası ilk gün yüze soğuk uygulama yapılır. Hasta çoğunlukla bir gece yatış sonrası taburcu edilir. Ameliyattan 2-3 gün sonra gelişen ödem ve morluk sonraki günlerde yerini hızlı bir iyileşmeye bırakır. Ameliyat sonrası hastanın mutlaka uyması gereken kurallar ise şunlardır:

1. Ameliyat sonrası, burun çok iyi korunmalı, darbe alması önlenmeli, tehlikeli aktivitelerden ve spordan iki hafta kadar uzak durulmalıdır.

2. İlk bir hafta aşırı yüz mimiklerinden ve gülmekten kaçınılmalıdır.

3. Ameliyat bölgesi güneşe maruz bırakılmamalıdır.

4. Ameliyat sonrası alkolden ve sigaradan uzak durulmalıdır.

5. Sağlıklı beslenilmeli ve mutlaka baş yüksekte olacak şekilde dinlenilmelidir.

6. Ameliyattan sonraki 6 hafta boyunca gözlük kullanılmamalı, sonrasında ise hafif çerçeveli olanlar tercih edilmelidir.

OKUMAYA DEVAM ET

Güzellik & Bakım

Saç boyalarındaki büyük tehlike: İç organlara kadar yayılıyor

Saçın rengini değiştirmek ya da beyaz saç tellerini kapatmak için uygulanan saç boyaları sağlığınız için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Saç boyalarının içerisinde kimyasal bileşenler bulunur. Özellikle de bazı saç boyaları yüksek oradan oksitleyiciler içerir. Bu oksitleyiciler hızlıca saç derisinden emilerek vücudunuza yayılabilir ve bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Hatta ölüme kadar götürebilir.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

Saç boyası, saç rengini değiştirmek veya mevcut rengini tazelemek amacıyla kullanılan kimyasal veya doğal bir üründür.

Genellikle saçın üzerine sürülerek uygulanır ve kimyasal bileşenler yardımıyla saç telindeki pigmentleri etkiler, böylece istenilen renk elde edilir. Saç boyaları çeşitli renk seçenekleri sunar ve kalıcı, yarı kalıcı veya geçici olabilir.

OKUMAYA DEVAM ET

Beslenme & Diyet

Göbek yağlarını eritmek için 1 bardak yetiyor!

Göbek yağını eritmek yaygın bir sağlık hedefidir, ancak genellikle diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin bir kombinasyonunu gerektirir.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

Elma, kivi ve ıspanağın ferahlatıcı bir karışımı kilo verme yolculuğunuzda güçlü bir müttefik olabilir. Elmalar, özellikle göbek çevresindeki iç yağları azaltmaya yardımcı olan pektin olmak üzere diyet lifi açısından zengindir.

OKUMAYA DEVAM ET

Güzellik & Bakım

Diş Eti Kanaması Kalıcı Bir Sorun Değil

Diş etinde kanama olan kişilerin daha çok sıkıntıya sebep olduğunu düşünerek fırçalamayı bıraktığını ifade eden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Tam tersine kanamaların yoğunlaştığı dönemlerde fırçalamanın da arttırılması gerekir.” dedi.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

Hormonal değişimlerin diş eti kanamalarını önemli ölçüde etkilediğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, bazı kişilerin de genetik yatkınlığı bulunduğunu söyledi ve fırçalamanın yanında ekstra yöntemlerle desteklenerek düzenli bakım yapıldığında diş etindeki problemlerin geçici olduğuna vurgu yaptı. Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, sıklıkla karşılaşılan diş eti kanamaları hakkında bilgi verdi ve önleme yöntemlerini anlattı.Geçmeyen diş eti iltihabı yoktur!

Geçmeyen diş eti iltihabı diye bir şey olmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Tam etkili olarak temizlenemeyen bir ağız ortamı vardır. O zaman diş eti problemleri devam eder.” dedi.

Genellikle hastaların ‘diş etlerim çok kanıyor, ne kadar fırçalasam da bu kanamasını geçiremiyorum’ şeklinde şikayetle geldiklerini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Maalesef kanama arttıkça daha çok sıkıntıya sebep olduğunu düşünüp fırçalamayı bırakırlar. Aslında tam tersine kanamaların yoğunlaştığı dönemlerde fırçalamanın da arttırılması gerekir.” uyarısında bulundu.

Hormonal değişimler diş eti problemlerini etkiliyor…

Diş eti kanamalarının çeşitli sebeplerle görülebileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, bu sebeplerin başında hormonal değişimler geldiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle kadınlarda sıkça hormonal değişimler olur. Ömürleri boyunca menstrual seclus sebebiyle hormonlar sürekli değişim içerisindedir. Bunun yanında hamilelik ve menopoz dönemlerinde de hormonlar değişir. Ergenlik dönemindeki gençlerde de aynı şekilde hormonlar değişim dönemindedir ya da stresli zamanlardan geçen erkeklerde aynı şey söz konusudur. Bu hormonal değişimler ağızdaki bakterilere verilen yanıtı değiştirir. Çünkü bağışıklık sistemini değiştirir.

Hormonal bu yanıt, genelde sıkıntıya sebep olacak bir durumla sonuçlanır ve diş etindeki iltahaplar, kanamalar artar. Bu tür zamanlarda ağız bakımını biraz daha iyileştirmek gerekir. Daha iyi fırçalama, daha etkili ve uzun süreli fırçalama gereklidir ya da diş ipi, arayüz fırçası, ağız duşu kullanımı gibi ekstra yöntemlere başvurulmalı.”

“Düzenli bakım yapılırsa diş etindeki problemler geçicidir” 

Hormonal etkinin dönemsel olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, bazı insanların da diş eti problemine daha fazla yatkınlığı olduğunu belirtti. Genetik yatkınlığı olan kişilerin ağız bakımına daha fazla özen göstermesi gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Bazı kişiler için sadece diş fırçalamak diş eti sağlığı için yeterli olurken bir başkası için yeterli olmaz. ‘Arkadaşım sadece dişlerini fırçalıyor hiçbir şeyi yok ama ben fırçaladığımda diş etlerim çok kanıyor’ şeklinde şikayetle gelen hastalarımız oluyor. Anlıyoruz ki bu kişi genetik olarak yatkın ve ağız bakımına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.” dedi.

Diş eti iltihabı durumunda ise fırçalamanın yanında diş ipi ve ağız duşu kullanılmasını, gerekliyse arayüz fırçası kullanılmasını öneren Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ekstra yöntemlere giderek ağızdaki bakterileri plak dediğimiz yapışkan yemek artıkları ve mikroorganizmalardan oluşan yapıyı tamamen ortadan kaldırmak gerekir. Düzenli bakım yapıldığı taktirde diş etindeki problemler geçecektir. Bu kalıcı bir sorun değildir, bununla yaşaması gerekmez.

Kişinin sadece üzerine biraz daha düşüp bakımını iyileştirmesi gerekir. Aynı zamanda diş eti kanamalarına neden olan, ağızda plak birikimini etkileyen çürükler, diş taşları olabilir. Bu tür sorunlar yemek artıklarının ve bakterilerin tutunmasını kolaylaştırır. Diş hekiminize giderek bunların ortadan kaldırılmasını sağlamalısınız ki rahat bir fırçalama rahat bir ağız bakımı sağlayabilesiniz. Bu şartlar sağlandığında ağızdaki kanamalar geçecektir.”

OKUMAYA DEVAM ET

Trendler