Connect with us

Hastalık

Diz kireçlenmesinin tedavi yöntemleri

Diz kireçlenmesini tedavi etmek için yapılan ve kemik düzeltici cerrahi yani osteotomi ameliyatları, uzun süreli yaşam konforu sağlıyor.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Yüksel tibial osteotomi ameliyatları, orta yaş grubu hastaların rahat hareket etmesine olanak tanıyor ve uzmanlar bu işlemin diz protezi ameliyatına giden süreci de geciktirdiğini ifade ediyor. Memorial Kayseri Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Bora Bostan, osteotomi ameliyatları ile ilgili bilgi verdi.

Kemikler kesilip yeniden şekillendiriliyor

Osteotomi, bir kemiğin kesilerek uzatılmasına veya eğriliğin düzeltilmesine olanak sağlayan bir ameliyattır. Kemik kesildikten sonra istenilen şeklin verilmesi için plak-vida veya fiksatörler olarak bilinen tel ve çivilerle kemikler tekrar sabitlenmektedir. Hasarlı eklemin yanındaki kemiğin kesilerek yeniden şekillendirilmesi için uygulanan cerrahi prosedürdür. Böylelikle bölgedeki stres en aza indirilmiş olur. Kemikleri yeniden şekillendirmek veya hizalamak için kemiğin kesilmesi, sorunun çözümü için gereklidir.

Osteotomi aşağıdaki durumlarda yapılmaktadır.

  • X veya O bacak deformiteleri için
  • Diz ekleminin bir kısmının etkilendiği kireçlenmeler söz konusu olduğunda
  • Çocuk büyüme kıkırdağı hastalıklarında
  • Kemikleri kısaltmak veya uzatmak için
  • Hasarlı bir eklemi onarmak için
  • Ağrılı eklemlerin hasarlı bölgeden daha normal veya sağlıklı kıkırdak bulunan bölgeye kaydırmak için
  • Osteoartritten kaynaklanan özellikle diz ve kalçadaki ağrıyı hafifletmek için
  • Genç ve aktif kişilerde eklem protezi ameliyatı ihtiyacını ötelemek amacıyla uygulanır.

Bacak ve diz deformitelerinde sık kullanılıyor

Diz çevresi deformitelerin düzeltilmesi uzun dönemde diz kireçlenmesinin önlenmesi için oldukça önemlidir. Diz çevresi osteotomisi, diz kapağının altında birleşen kemiklerden birinin veya femur denilen uyluk kemiğinin kesilmesini ve yeniden şekillendirilmesi işlemidir. Ameliyat sayesinde diz eklemi yeniden hizalanmakta, ağrı ve basınç dizin hasarlı tarafından sağlıklı tarafa kaydırılmaktadır. Diz osteotomisi, genellikle hasarın diz ekleminin yalnızca bir tarafında olduğu osteoartritin erken evrelerinde yapılır. Diz osteotomisinin yeri, hasarın nerede olduğuna bağlıdır. Örneğin, yüksek tibial osteotomide kıkırdak hasarı genellikle dizin iç kısmında başlamaktadır. Cerrahi, dizin dışından bir parça kemik çıkarılması veya dizin iç kısmında bir parça kemik açarak daha düz bir bacak oluşturmayı ve artritin ilerlemesini önlemeyi hedeflemektedir.

Diz osteotomisi türleri şunlardır:

Yüksek tibial osteotomi: Ortopedi pratiğinde en sık tek kompartman artrozunda (dizin sadece bir kısmının etkilendiği) yapılan ameliyat yüksek tibial osteotomidir. Bu cerrahi, diz artriti olan kişilerde diz eklemini yeniden hizalamaktadır. Kısmi veya total diz protezi ihtiyacı ortadan kalkmakta veya geciktirilebilmektedir. Yüksek tibial osteotomi, dizin aşınmış olan kısmının rahatlatılması ve yükün dizin sağlam kısmına aktarılmasını amaçlayan bir ameliyattır.

Yüksek tibial osteotomi için uygun olan hasta grupları:

  • Dizin sadece iç veya dış kısmının etkilendiği gonartrozlar
  • Özellikle genç gonartroz hastalarında (60 yaş altı hastalar)
  • Dizde en az 0-90 derece hareket açıklığı olması
  • 60 yaş altındaki hastalar

Yüksek tibial osteotomi ameliyatı sonrasında ilk günden itibaren hasta yürüyebilmektedir. Yaklaşık 4-6 hafta koltuk değneği kullanılması önerilir. Diz çevresi kaslarını güçlendirmek ve eklem hareket açıklığını kazanmak için fizik tedavi süreci gerekebilmektedir. Hasta memnuniyetinin çok yüksek olduğu bir ameliyattır.

Distal Femur Osteotomisi: Deformitenin kaynağı femur (uyluk kemiği) ise osteotomi bu kemikten yapılarak bacağın aks düzeltilmesi sağlanmaktadır. Yaklaşık hastaların %15’inde aks dengelenmesi femur ve tibia osteotomilerinin kombinasyonu ile yapılır.

Hastalık

Mevsim Geçişi Nedir? Nelere Dikkat Edilmelidir?

Mevsim geçişlerine hazırlıksız yakalanmak hastalık riskini artıran en büyük sorunlardan biridir. Hava sıcaklıklarındaki ani düşüş sonrası veya havaların ısınmaya başladığı zamanlarda vücudun savunmasız kalmaması için korunma yöntemlerinin uygulanması gerekir.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde iyi bir sağlık için tedbiri elden bırakılmamalıdır. Bu blogda, mevsim geçişlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıkladık ve çeşitli önerilerde bulunduk. Keyifli okumalar dileriz!

Her mevsim sonrası hava değişimine maruz kalırız. Mutlaka polenlerin oluşmasıyla birlikte hapşırık krizine girenleri veya sonbahara girerken karamsarlığa kapılanları görmüşsünüzdür. Her iki durumun oluşmasının sebebi de mevsim geçişidir. İlkbaharın gelişiyle birlikte alerjik reaksiyonlar artarken, sonbaharda solunum yolu enfeksiyonlarına karşı vücut dirençsiz kalır.

Mevsim Geçişleri Ne Zaman Olur?

Mevsim geçişlerinde karşı gerekli önlemlerin alınması gerekir. Ancak önemli olan asıl nokta mevsim geçişlerinin hangi tarihleri kapsadığını bilmektir. Peki, Kuzey Yarım Küre’de mevsim geçişleri hangi aylar?

Ülkemizde mevsim geçişlerinin olduğu tarihler aşağıda belirtildiği gibidir;

21 Mart-21 Haziran: İlkbahar Mevsimi

21 Haziran-23 Eylül: Yaz Mevsimi

23 Eylül-21 Aralık: Sonbahar Mevsimi

21 Aralık-21 Mart: Kış Mevsimi

Mevsim Geçişlerinde Oluşan Rahatsızlıklar

Mevsim geçişi belirtileri ve rahatsızlıklarının neler olduğunu merak ediyorsanız, bu bölüm tam size göre!

Mevsim geçişleri bir çok rahatsızlığı beraberinde getirebilmektedir. İnsanlar genel olarak yorgunluk hissi ile karşılaşsa da alerjik reaksiyonlar da artabilmektedir. Mevsim geçişleri hastalıkları şu şekildedir;

· Eklem ağrıları.

· Baş ağrısı/Baş dönmesi.

· Sürekli uyuma isteği.

· Artan iştahsızlık.

· Hapşırık krizi.

· Mide bulantısı.

· Uyku esnasında terleme.

· Yorgunluk ve halsizlik.

Mevsim Geçişlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ani hava değişimleri vücudun genel işleyişini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir. Bu esnada savunma mekanizması korumasız hale gelebilir ve hastalıklarının oluşumunun önünü açar. Tam da bu noktada dikkat etmeniz gereken önemli noktalar var.

Yazımızın devamında, mevsim geçişlerinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladık. Siz de hava değişimlerine karşı vücudunuzu nasıl korumanız gerektiğini merak ediyorsanız bu bölüm tam size göre!

1. Sıvı Tüketimini İhmal Etmeyin

Her ne kadar, yazın kavurucu sıcaklarında olduğu kadar kışın suyu aramasak da bu konuda yeterli hassasiyetin gösterilmesi gerekir. Çoğu uzman her bireyin günlük ortalama 8 bardak su içmesini tavsiye eder. Çünkü su, bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudu toksinlerden arındırır. Özellikle mevsim değişikliklerinde artan sağlık sorunlarının önüne geçmek için su ve vitamin değeri yüksek sıvılar yeterli miktarda tüketilmelidir. Bunun yanı sıra kışın, bitki çaylarını da tercih edebilirsiniz.

2. Güneşli Havalar Aldatıcı Olabilir!

Pek çoğumuzun mevsim değişiklerinde ne giyeceğimizi bilemeyiz. İlkbahar ve sonbahar aylarında mutlaka tişört ve ceket giyen iki ayrı kesimle karşılaşmışsınızdır.

Mevsim geçişlerinde, sabah ve akşam saatleri arasındaki ısı farkı gözetilerek kıyafet seçimi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra güneşli havalara aldanıp ince kıyafetlerle dışarı çıkmamalısınız. Çünkü, yanlış kıyafet seçimi, çeşitli hastalıkların önünü açmaktadır.

3. Düzenli Egzersiz Yapın

Çoğu kişi kışın egzersiz yapmak için yeterli motivasyonu bulamaz. Çünkü hava soğukken evde vakit geçirmek yürüyüş yapmaya göre çok daha cazip gelir. Bu da bizi daha hareketsiz bir yaşama sürükler. Ayrıca şunu söyleyebiliriz ki, kışın yapılan spor çok daha etkilidir. Çünkü spordan alınna verim vücut ısısıyla doğru orantılıdır. Bu nedenle kış aylarında yapılan spora karşı vücut çok daha hızlı yanıt verir.

4. D Vitamini Alın

Mevsim değiştikçe, mekanlar da değişiyor ve adapte olmak zorlaşıyor. Yaz mevsiminin aksine kışın kapalı mekanlarda daha çok vakit geçiririz. D vitaminin en iyi güneşten alınır ve mekan kapalılaştıkça alım miktarı azalır. D vitamini eksikliği, kas ve kemik sağlığını olumsuz etkiler. Bunun yanı sıra çeşitli ruh hastalıklarına yol açabilir. Kış aylarında D vitamini takviyesi almayı unutmayın.

İlginizi Çekebilir: Beyin Sağlığı İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

5. Günde En Az 7 Saat Uyuyun

Yoğun bir günün ardından en çok uykuya ihtiyaç duyarız. Böylelikle yeni güne yenilenmiş ve canlanmış bir şekilde başlayabiliriz. Uykunun en verimli olduğu saat aralığı 22.00 il 06.00 saat aralığıdır. Mevsim geçişlerinde yorgunluk hissine kapılırız ve bu da uyku düzenini ciddi ölçüde bozabilir. Ancak, bu zaman aralığındaki olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek için kaliteli uyku alımı son derece önemlidir.

6. Mevsime Uygun Beslenin

Mevsim geçişiyle birlikte gelen yorgunluk, iştahsızlığa da neden olmaktadır. Bu çoğu insan için bu şekildedir. Beslenme düzeni bozulur ve öğün sayısı azalır. İyi sağlık için vücudun ihtiyaç duyduğu besin ve mineraller alınmadığında bu tür sağlık sorunlarının oluşması son derece normaldir. Ancak yeterli ve dengeli hazırlanmış bir beslenme rutini ile üstesinden gelmek mümkün.

Özellikle enfeksiyonel hastalıklardan korunmak için sıvı alımı çok önemlidir. Buna ek olarak mevsime uygun sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerekir.

Sonuç olarak;

İyi sağlık, mevsime uygun beslenmek, spor yapmak ve sağlık kontrollerinizi yaptırmaktan geçer. Sağlıklı bir yaşam tarzı için vücudunuzun ihtiyaçlarına yanıt olabilmek son derece önemlidir!

OKUMAYA DEVAM ET

Hastalık

Alzheimer’ın erken habercisi olabilir! 6 yıl önce ortaya çıkıyor

Bilim insanları fiziksel aktiviteler ve demans arasında bağlantıyı inceliyor. Yapılan araştırmalarda yürüyüşünüzdeki bu değişim erken evre vasküler demansın işaretlerinden biri olabilir.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

OKUMAYA DEVAM ET

Hastalık

Bulaşıcı hastalıkların başında geçiyor!

Cilt hastalıkları arasında en sık görülenlerden biri mantar enfeksiyonu.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

OKUMAYA DEVAM ET

Trendler