Connect with us

Hastalık

Büyük tehlike: ‘Uyku Apnesi’

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Uyku apnesi, uyku esnasında solunumun durması olarak tanımlanıyor. Uyku apnesi sendromunda, uyku sırasında birkaç saniye süren geçici boğulmalar yaşanabiliyor. Bu boğulma anında kandaki oksijen seviyesi düşerek, beynin uyanmasını sağlar. Beyin solunum fonksiyonlarının durduğunu haber vermek için vücudu uyandırır.

Uyku apnesi problemi olan kişiler gece birkaç defa uyanabilir, bu durum da tekrarlayan zaman dilimleri içinde kişide yorgunluk ve halsizlik hissine neden olur. Uzmanlar, yeterli süre uyuduğunu düşünüp yorgun kalkanlar ve gün içinde halsiz gezen ve uykusu gelen kişilerde uyku apnesi sendromunun araştırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Nedenleri neler?

Uyku apnesi sendromu nedenlerine göre, santral (merkezi), obstrüktif (tıkayıcı) ve bu ikisinin birlikte görüldüğü karma tip olmak üzere üç farklı başlık altında değerlendiriliyor. Santral uyku apnesi sendromunda beynin nefes al komutu vermediği ve solunumun beyin kaynaklı durduğu uykuda solunum bozukluğuna deniyor.

Tıkayıcı uyku apnesi sendromunda ise genellikle üst solunum yolunun büyümüş bademcikler, yumuşak damak sarkması veya kiloya bağlı olarak daralmasından kaynaklanıyor. Tıkayıcı uyku apnesi sendromu erkeklerde daha sık görülmesine rağmen, kadınlarda da menopoz döneminde kendini gösterebilmekte.

Uyku apnesi uyku sırasında solunumun kesintilere uğramasına neden oluyor. Uyku apnesi sendroumu; yüksek sesle horlayan, aşırı kilolu, yüksek tansiyonlu, burun veya boğaz bozukluğu olan kişilerde daha fazla görülürken, kanda düşük seviyelerde oksijen ve yüksek seviyelerde karbondioksite neden oluyor.

Uzmanlar, uyku apnesine yol açabilecek bazı durumları ise;

Başka bir uyku bozukluğuna bağlı rahatsızlıklar

Üst solunum yollarına bağlı hastalıklar

İlaç kullanımı

Madde bağımlılığı

Aşırı kilolu olmak

Büyümüş adenoidlerdir (geniz eti) olarak sıralıyor.

Uyku apnesinin belirtileri neler?

Uyku apnesinin başlıca belirtileri arasında uykuda solunum durması gelmekte. Bu hastalığa sahip kişilerin çoğu gece uykularında solunumların durduğunu fark etmezler bile. Vücut solunum yapmayı durdurunca beyin uyandırma komutu verir. Uyku apnesine sahip kişiler gece defalarca uyanabilir fakat bunu fark etmeyebilirler.

Uyku apnesine sahip olan kişilerde görülen olası belirtileri; gündüz uykusuzluk, baş ağrısı, sinirlilik, konsantrasyon eksikliği, hafıza sorunları, horlama, boğaz ağrısı, ağız kuruluğu, yüksek tansiyon, kalp ritim bozukluğu olarak sıralanıyor.

Tanı Yöntemleri

Uyku ile uzun dönemde şikâyetleri olan kişilerin en kısa sürede bir doktora görünmeleri gerekiyor.  Uyku apnesi şüphesi halinde genellikle istenen test halk arasında uyku testi olarak bilinen polisomnografi.

Uyku laboratuvarında vücuda yerleştirilen elektrotlarla hastanın uykusu izlenmesiyle uygulanan bu test, uyku apnesi tansının konmasında faydalı olduğu gibi, apnenin hangi çeşit olduğunun tespit edilmesinde de işe yarıyor. Eğer kişinin, bir saatlik zaman diliminde beşten fazla kez solunumu durmuşsa o kişiye uyku apnesi tanısı konulabiliyor.

Yaşam tarsınızı değiştirmeniz önemli

Uyku apnesi, tedavi edilmesi gereken ciddi bir uyku bozukluğu olduna dikkat çeken uzmanlar, tedavisinin ise, apne çeşidine, apnenin derinliğine ve kişinin solunum yollarının özelliğine göre çeşitlendiğini ifade ediyor.

Uyku apnesi hastası olan kişilere yaşam tarzlarında da değişiklik yapmaları önerilmekte. Horlamanın azaltılması ve uyku apnesi semptomlarınızı iyileşmesi için kişilerin yaşam tarzında yapacakları değişikliklerde son derece önemli. Horlama veya uyku apnesi sendromu yaşayan kişilere öncelikle sigara ve alkolü bırakmaları, kilolarını kontrol altına almaları, düzenli olarak spor yapmaları, uykudan hemen önce ağır yemekler yememeleri, yan pozisyonda uyumaları gibi basit ama hayatlarını kolaylaştırmayı sağlayan önerilerde bulunuyor.

Hastalık

Mevsim Geçişi Nedir? Nelere Dikkat Edilmelidir?

Mevsim geçişlerine hazırlıksız yakalanmak hastalık riskini artıran en büyük sorunlardan biridir. Hava sıcaklıklarındaki ani düşüş sonrası veya havaların ısınmaya başladığı zamanlarda vücudun savunmasız kalmaması için korunma yöntemlerinin uygulanması gerekir.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde iyi bir sağlık için tedbiri elden bırakılmamalıdır. Bu blogda, mevsim geçişlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıkladık ve çeşitli önerilerde bulunduk. Keyifli okumalar dileriz!

Her mevsim sonrası hava değişimine maruz kalırız. Mutlaka polenlerin oluşmasıyla birlikte hapşırık krizine girenleri veya sonbahara girerken karamsarlığa kapılanları görmüşsünüzdür. Her iki durumun oluşmasının sebebi de mevsim geçişidir. İlkbaharın gelişiyle birlikte alerjik reaksiyonlar artarken, sonbaharda solunum yolu enfeksiyonlarına karşı vücut dirençsiz kalır.

Mevsim Geçişleri Ne Zaman Olur?

Mevsim geçişlerinde karşı gerekli önlemlerin alınması gerekir. Ancak önemli olan asıl nokta mevsim geçişlerinin hangi tarihleri kapsadığını bilmektir. Peki, Kuzey Yarım Küre’de mevsim geçişleri hangi aylar?

Ülkemizde mevsim geçişlerinin olduğu tarihler aşağıda belirtildiği gibidir;

21 Mart-21 Haziran: İlkbahar Mevsimi

21 Haziran-23 Eylül: Yaz Mevsimi

23 Eylül-21 Aralık: Sonbahar Mevsimi

21 Aralık-21 Mart: Kış Mevsimi

Mevsim Geçişlerinde Oluşan Rahatsızlıklar

Mevsim geçişi belirtileri ve rahatsızlıklarının neler olduğunu merak ediyorsanız, bu bölüm tam size göre!

Mevsim geçişleri bir çok rahatsızlığı beraberinde getirebilmektedir. İnsanlar genel olarak yorgunluk hissi ile karşılaşsa da alerjik reaksiyonlar da artabilmektedir. Mevsim geçişleri hastalıkları şu şekildedir;

· Eklem ağrıları.

· Baş ağrısı/Baş dönmesi.

· Sürekli uyuma isteği.

· Artan iştahsızlık.

· Hapşırık krizi.

· Mide bulantısı.

· Uyku esnasında terleme.

· Yorgunluk ve halsizlik.

Mevsim Geçişlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ani hava değişimleri vücudun genel işleyişini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir. Bu esnada savunma mekanizması korumasız hale gelebilir ve hastalıklarının oluşumunun önünü açar. Tam da bu noktada dikkat etmeniz gereken önemli noktalar var.

Yazımızın devamında, mevsim geçişlerinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladık. Siz de hava değişimlerine karşı vücudunuzu nasıl korumanız gerektiğini merak ediyorsanız bu bölüm tam size göre!

1. Sıvı Tüketimini İhmal Etmeyin

Her ne kadar, yazın kavurucu sıcaklarında olduğu kadar kışın suyu aramasak da bu konuda yeterli hassasiyetin gösterilmesi gerekir. Çoğu uzman her bireyin günlük ortalama 8 bardak su içmesini tavsiye eder. Çünkü su, bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudu toksinlerden arındırır. Özellikle mevsim değişikliklerinde artan sağlık sorunlarının önüne geçmek için su ve vitamin değeri yüksek sıvılar yeterli miktarda tüketilmelidir. Bunun yanı sıra kışın, bitki çaylarını da tercih edebilirsiniz.

2. Güneşli Havalar Aldatıcı Olabilir!

Pek çoğumuzun mevsim değişiklerinde ne giyeceğimizi bilemeyiz. İlkbahar ve sonbahar aylarında mutlaka tişört ve ceket giyen iki ayrı kesimle karşılaşmışsınızdır.

Mevsim geçişlerinde, sabah ve akşam saatleri arasındaki ısı farkı gözetilerek kıyafet seçimi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra güneşli havalara aldanıp ince kıyafetlerle dışarı çıkmamalısınız. Çünkü, yanlış kıyafet seçimi, çeşitli hastalıkların önünü açmaktadır.

3. Düzenli Egzersiz Yapın

Çoğu kişi kışın egzersiz yapmak için yeterli motivasyonu bulamaz. Çünkü hava soğukken evde vakit geçirmek yürüyüş yapmaya göre çok daha cazip gelir. Bu da bizi daha hareketsiz bir yaşama sürükler. Ayrıca şunu söyleyebiliriz ki, kışın yapılan spor çok daha etkilidir. Çünkü spordan alınna verim vücut ısısıyla doğru orantılıdır. Bu nedenle kış aylarında yapılan spora karşı vücut çok daha hızlı yanıt verir.

4. D Vitamini Alın

Mevsim değiştikçe, mekanlar da değişiyor ve adapte olmak zorlaşıyor. Yaz mevsiminin aksine kışın kapalı mekanlarda daha çok vakit geçiririz. D vitaminin en iyi güneşten alınır ve mekan kapalılaştıkça alım miktarı azalır. D vitamini eksikliği, kas ve kemik sağlığını olumsuz etkiler. Bunun yanı sıra çeşitli ruh hastalıklarına yol açabilir. Kış aylarında D vitamini takviyesi almayı unutmayın.

İlginizi Çekebilir: Beyin Sağlığı İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

5. Günde En Az 7 Saat Uyuyun

Yoğun bir günün ardından en çok uykuya ihtiyaç duyarız. Böylelikle yeni güne yenilenmiş ve canlanmış bir şekilde başlayabiliriz. Uykunun en verimli olduğu saat aralığı 22.00 il 06.00 saat aralığıdır. Mevsim geçişlerinde yorgunluk hissine kapılırız ve bu da uyku düzenini ciddi ölçüde bozabilir. Ancak, bu zaman aralığındaki olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek için kaliteli uyku alımı son derece önemlidir.

6. Mevsime Uygun Beslenin

Mevsim geçişiyle birlikte gelen yorgunluk, iştahsızlığa da neden olmaktadır. Bu çoğu insan için bu şekildedir. Beslenme düzeni bozulur ve öğün sayısı azalır. İyi sağlık için vücudun ihtiyaç duyduğu besin ve mineraller alınmadığında bu tür sağlık sorunlarının oluşması son derece normaldir. Ancak yeterli ve dengeli hazırlanmış bir beslenme rutini ile üstesinden gelmek mümkün.

Özellikle enfeksiyonel hastalıklardan korunmak için sıvı alımı çok önemlidir. Buna ek olarak mevsime uygun sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerekir.

Sonuç olarak;

İyi sağlık, mevsime uygun beslenmek, spor yapmak ve sağlık kontrollerinizi yaptırmaktan geçer. Sağlıklı bir yaşam tarzı için vücudunuzun ihtiyaçlarına yanıt olabilmek son derece önemlidir!

OKUMAYA DEVAM ET

Hastalık

Alzheimer’ın erken habercisi olabilir! 6 yıl önce ortaya çıkıyor

Bilim insanları fiziksel aktiviteler ve demans arasında bağlantıyı inceliyor. Yapılan araştırmalarda yürüyüşünüzdeki bu değişim erken evre vasküler demansın işaretlerinden biri olabilir.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

OKUMAYA DEVAM ET

Hastalık

Bulaşıcı hastalıkların başında geçiyor!

Cilt hastalıkları arasında en sık görülenlerden biri mantar enfeksiyonu.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

OKUMAYA DEVAM ET

Trendler