Connect with us

Haber

“Aileler okula uyum sürecinde çocuklarının kaygılarını dinlemeli”

Okula dönüş döneminde karşımıza birçok problemin çıkabileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Gülşah Özgenç, “Huzursuzluk, endişe, korku, aşırı heyecan, ilgisizlik gibi farklı veya yoğun duygularla karşılaşabiliriz. Ebeveynlerin çocukların kaygılarını dinlemeleri, okula uyum sürecini kolaylaştıracaktır. Çocuk okula gitmek istemiyorsa, öncelikle bunun nedeni karşılıklı konuşulup, çocuğa güven verilmelidir” dedi.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Gülşah Özgenç, önümüzdeki hafta bazı ilkokullarda ve anaokullarında uyum süreci çerçevesinde başlayacak dersler öncesinde çocuklarda okula uyum süreci konusunda açıklamalarda bulundu. Okula dönüş döneminde karşımıza birçok problemin çıkabileceğini dile getiren Uzm. Klnk. Psk. Özgenç, “Farklı veya yoğun duygularla karşılaşabiliriz. Bu durumlar arasında huzursuzluk, endişe, korku, aşırı heyecan, ilgisizlik yer alabilir. Artık yaz ortamının verdiği rahat ortamdan, okul döneminin karmaşıklığına geçiş zamanıdır. Bu rahat ortamdan çıkmak onlar için elbette zor olacaktır. Bu yüzden uyum sorunları, okula gitmeye karşı isteksizlik, derslerde dikkat dağınıklığı, ağlama krizleri ve sosyal ilişkilerde geri çekilme gözlemlenebilir” diye konuştu.

“Uyku ve yemek alışkanlıkları düzenlenmeli”
Okula uyum sürecinde önemli birkaç noktaya dikkat edilmesi gerektiğine değinen Uzm. Klnk. Psk. Özgneç, “Okul rutinine alışabilmeleri için özellikle yaz tatilinin son haftalarında yeniden uyku ve yemek alışkanlıkları düzenlenmelidir. Okul hakkında konuşmak ve önemini vurgulamak önemlidir. Ebeveynlerin çocukların kaygılarını dinlemeleri de okula uyum sürecini kolaylaştıracaktır. Çocuk okula gitmek istemiyorsa, öncelikle bunun nedeni karşılıklı konuşulup, çocuğa güven verilmelidir. Yalnızca derslerle zamanının geçmeyeceğini dışarıda da sosyal hayatına devam edeceğini çocuğa söylemek, desteklemek okula yönelik endişelerini azaltabilir” ifadelerini kullandı.

“Çocukların duygusal ihtiyacı göz ardı edilmemeli”
Sık yapılan yanlışlardan birinin, çocukların duygusal ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi olduğunu söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Özgenç, “Çocuğun okulla ilgili yaşadığı bu kaygılar doğal sürecin bir parçasıdır. Bu yüzden, bu duyguların küçümsenmesi, görmezden gelinmesi veya çocuğa kızılması çocukların okul sürecine geri durmalarına, içe kapanık olmalarına neden olabilir. Aynı zamanda aşırı beklenti ve disiplin de motivasyon kaybına yol açabilmektedir” şeklinde konuştu.

“Aileler kendi kaygılarını da yönetmeli”
Ailelerin de bu süreçte öncelikle kendi kaygılarını yönetmeyi öğrenmesi gerektiğine değinen Uzm. Klnk. Psk. Özgenç, şu bilgileri paylaştı:
“Daha sonra anne baba anlayışlı ve sabırlı bir şekilde çocuğunun yanında olmalıdır. İlk kez okula gidecek çocuklara, okulun nasıl bir yer olduğu hakkında pozitif ve bilgilendirici konuşmalar yapmak önemlidir. Özellikle okulun yalnızca akademik bir yer olmadığı aynı zamanda sosyal bir yer olduğu da çocuklara anlatılmalıdır.”

“Dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğüne neden olabilir”
Bazı ilkokul çocuklarında öğrenme güçlüklerinin görülebileceğine dikkat çeken Uzm. Klnk. Psk. Özgenç, “Bunun birçok sebebi olabilir. Dikkat eksikliği hiperaktivite, dil gelişiminde gecikmeler, disleksi, çevresel stres faktörleri gibi. Bu problemler çocukların öğrenmelerini zorlaştırabilir. Fakat erken ve doğru müdahale ile bunların önüne geçilebilir. Bu yüzden ebeveynler kadar öğretmenlerin de bu çocukların belirtilerini dikkatle izlemesi önemlidir” dedi.

“Aşırı sınırlar koyulmamalı”
Yaz tatilinde oyun oynamaya çok fazla alışan çocuk için bazı sınırlamalar getirmenin gerekebileceğini sözlerine ekleyen Uzm. Klnk. Psk. Özgenç, “Fakat bunu yaparken katı sınırlar yerine esnek sınırlar belirlenmeli ve aşamalı sınırlar koyulmalıdır. Bu sınırları koyarken bunların nedenleri çocuğa aktarılmalıdır. Bu sınırlamaları getirirken ailecek yapılacak aktivitelerin arttırılması çocukların değişikliği daha kolay kabul etmesini sağlayabilir. Okula uyum sürecinde sabır ve anlayış göstermek, çocukların yeni döneme başarılı bir şekilde adapte olmasını kolaylaştıracaktır” ifadelerini kullandı.

Haber

YouTube, Avrupalı gençlerin fitness videolarına erişimini sınırlayacak

Video yayın platformu, belirli türdeki videolara tekrar tekrar maruz kalmanın gençlerin özgüvenine ve beden imajına zarar verebileceğini belirtiyor.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

YouTube, “belirli vücut tiplerini idealize eden” bazı sağlık ve fitness videolarına yapılan yönlendirmelerin sınırlandırılacağını açıkladı.

Gençler için en popüler sosyal medya uygulamaları arasında yer alan YouTube, izleyicinin daha önce izlediklerine benzer videolar öneriyor ve kullanıcıyı, izlenmekte olan video bittikten sonra yeni videolara yönlendiriyor.

Bu da insanların geri bildirim döngülerine girebileceği, arka arkaya birçok benzer video izleyebileceği ve zaman zaman daha aşırılaşan içeriklere yönelebileceği anlamına geliyor.

YouTube bu kısıtlamaları ilk olarak geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) uygulamaya koydu. Platform şimdi de gençlik ve aile danışma komitesinin rehberliğinde Avrupa ve dünya çapında bu uygulamasını genişletiyor.

YouTube Health’in başında bulunan Dr. Garth Graham ve YouTube Youth’un(YouTubeGençlik) ürün yönetimi direktörü James Beser, yaptığı açıklamada, yeni kuralla birlikte gençlerin “kendileri hakkında olumsuz fikirler” oluşturmasının önüne geçmek istediklerini belirtti.

YouTube gençler için hangi videoları kısıtlayacak?

YouTube artık aşağıdaki niteliklere sahip videoların tekrarlanan önerilerini sınırlayacağını açıkladı:

  • Belirli fitness seviyelerini veya kilo gruplarını idealize eden
  • Belirli fiziksel özelliklerin karşılaştırıldığı ve idealize edildiği
  • Sosyal agresiflik, endişe veya kavga içeren

Graham ve Beser, bu tür içeriklerin “tek bir video olarak zararsız olabileceğini, ancak tekrar tekrar izlendiğinde bazı gençler için sorun yaratabileceğini” söyledi.

Sosyal medya beden imajını nasıl etkiliyor?

Geçen yıl yayınlanan ve 17 ülkeden 50 araştırmayı kapsayan bir incelemeye göre, sosyal medya kötü beden imajına, yeme bozukluklarına ve ruh sağlığı sorunlarına yol açabiliyor.

Bunun nedeni ise insanların kendilerini internette gördükleri diğer kişilerle kıyaslama, ideal vücut tipi olarak ince veya fit bir vücut standardını içselleştirme ve kendini nesneleştirme eğiliminde olmaları olarak görülüyor.

Tabi ki bu herkesin eşit şekilde etkilendiği anlamına gelmiyor.

Kadınlar ve kız çocukları, aşırı kilolular ve zaten zayıf beden imajına sahip olanlar sosyal medyadan en çok etkilenenler olurken, bedenleri hakkında iyi hisseden ve sosyal medya okuryazarlığı yüksek olan kişiler daha az etkileniyor. Bu araştırmacıların “kendi kendini sürdüren risk döngüsü” olarak adlandırdığı bir dinamik olarak biliniyor.

2021 tarihli bir çalışma “Fitspiration” topluluğu olarak adlandırılan fitness YouTuber’larının sağlıksız davranışları teşvik ettiğini ve izleyicilerin yorumlarda bu sağlıksız uygulamaları pekiştirdiğini ortaya koydu.

YouTube hali hazırda gençlerin yeme bozuklukları ve fiziksel kaygılar içeren bazı içeriklere erişimini kısıtlıyor.

Yeni politikası ile YouTube, intihar, kendine zarar verme ve yeme bozuklukları ile ilgili arama yapan kişileri kriz yardım hatlarına da yönlendirebilecek.

Şirket ayrıca güncellemeyi hazırlamak için Almanya ve Fransa’daki kuruluşlarla birlikte çalıştığını bildirdi.

Düzenleyiciler sorunla alakalı neler yapıyor?

YouTube ve diğer sosyal medya siteleri gençlerin ruh sağlığı ve refahı üzerindeki etkileri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi oldu. Bazı hükümetler ise bu konuda önlem almakla tehdit etti.

Örneğin İngiltere’de iletişim regülatörü Ofcom, Mayıs ayında teknoloji şirketlerine algoritmalarının “kendine zarar verme” ve “yeme bozukluklarıyla” ilgili içerikler de dahil olmak üzere “çocuklara zararlı içerik önermesini” engellemek için adım atma talebinde bulundu.

Avrupa Birliği’nin 2022 yılında kabul edilen Dijital Hizmetler Yasası da teknoloji devlerini çocukların “sağlıklarına, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerine” zarar verebilecek içeriklere erişimlerini sınırlamaya çağırıyor.

OKUMAYA DEVAM ET

Haber

Erken hasat edildi! Sütle karıştırınca öksürüğü kesiyor

Konya’nın Bozkır ilçesinde Toros Dağlarının zirvelerindeki arılıklarda bulunan kovanlara ayı dadanınca ballar erken hasat edildi. Sağlık açısından pek çok fayda sağlayan bal, tadıyla da severek tüketiliyor.

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

OKUMAYA DEVAM ET

Haber

7 Eylül DMD Hastalığı Farkındalık Günü

Toplumsal farkındalık DMD hastalarının yaşamını kolaylaştırır

Maksat Sağlık

Yayınlandı

:

Tarafından

DMD Nedir?

Duchenne Musküler Distrofi (DMD), ilerleyici kas yıkımına neden olan ve yaşamı tehdit eden genetik bir hastalıktır. Denge sorunları, kaslarda zayıflık ve yürüme güçlüğü gibi belirtilerle görülen DMD hastalığı, 3 yaşından başlayarak erkek çocukları üzerinde etkili olur. Genellikle 10’lu yaşlarda yürüme yetisini kaybeden hastaların kollarındaki güçsüzlük artarak devam eder ve kalp ve solunum kaslarının tutulumu ve hızlı kas kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurur. DMD hastalığının tedavisi bulunmasa da bazı yöntemlerle semptomları yönetilerek yaşam kalitesi arttırılabilir. 

DMD Aileleri Derneği’nin çalışmaları

DMD Aileler Derneği çocukların yaşam kalitesini artırmak, yaşam koşullarını iyileştirmek, toplumda farkındalık yaratarak sağlık, eğitim ve kamusal alanlarda karşılaştığı sorunları en aza indirmek için etkili ve güvenilir tedavilere erişimlerini sağlamak amacıyla kurulmuştur. DMD Aileleri Derneği, tüm dünyanın dikkatini DMD’li hastaların yaşadığı sorunlara ve çözüm yollarına çekebilmek için 7 Eylül “Dünya DUCHENNE FARKINDALIK GÜNÜ” kapsamında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Mamak Belediyesi, DMD Hastası Ailelerin Sesini Sosyal Medyada Yükseltiyor

Mamak Belediyesi, Duchenne Kas Distrofisi (DMD) hastalığıyla mücadele eden ailelerin sesini duyurmak için sosyal medya kanallarını aktif bir şekilde kullanıyor. Belediyenin paylaşımlarıyla, hastalığın toplumda daha fazla tanınması ve destek bulması hedefleniyor. Sosyal medya platformlarında düzenlenen paylaşımlar, bilbord reklamları ve bilgilendirici içerikler aracılığıyla, DMD hastası ailelerin yaşadığı zorluklar ve ihtiyaçlar geniş kitlelere ulaştırılıyor. Bu sayede, hem hastalık hakkında bilgi sahibi olunması sağlanıyor hem de toplumsal destek ve empati artırılıyor. Mamak Belediyesi’nin bu önemli adımı, DMD Aileler Derneği’nin sesini daha etkili bir şekilde duyurmasına olanak tanırken, hastalığın tedavi ve destek süreçlerinde toplumun duyarlılığını artırmayı amaçlıyor. Belediyenin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar, DMD hastası ailelere moral ve destek oluyor.

OKUMAYA DEVAM ET

Trendler